Türkiye'de gönüllülük kavramı ve gönüllülüğün gelişmesi
Erkan Şamiloğlu
Gönüllülük, dünyanın çeşitli bölge - lerinde farklı şekillerde tanımlansa bile her yerde görülen evrensel bir olgudur. Gönüllülük, her yerde kişinin beceri ve deneyimini ortaya koyarak çö - züm ürettiği bireysel inisiyatifidir. Karşılık beklemeden ortaya konan iş, emek ya da katkıdır. Başka bir ifa - de ile gönüllülük, sorumluluk almak ve bu sorumluluğu yerine getirmek için verilen emektir. Aynı zamanda gönüllülük, insanların toplumsal fayda nedeniyle, bir sivil toplum kuruluşu ya da gönüllü katı - lıma olanak sağlayan hukuki ve ku -
rumsal çatılar bünyesinde yer alarak destek olmadır.
kurumlar üstlenmiştir. Toplumsal yardımlaşma ve dayanışma husu - sunda önemli görevleri yerine getir - mişlerdir. Günümüzde gönüllülük, gelişen teknoloji ve değişen sosyal yapı - lar sebebiyle çok farklı bir içeriğe bürünmüştür. Buna göre zorunlu gönüllülük, proje gönüllülüğü, kısa süreli gönüllü, Sivil Toplum Kuruluş - larında, dijital gönüllülük, öğrenci gönüllülüğü, genç gönüllülüğü, yaş - lı gönüllülüğü gibi farklı gönüllülük türlerinin ortaya çıktığını görmekte - yiz. Bu çerçevede gönüllüler sağlık, eğitim, spor, çevre koruma, sosyal hizmetler ve yardım, trafik, kültür, kadın ve çocuklar, engelliler, yoksul ve düşkünlere yönelik gibi pek çok temel alanda farklı sorumluluklar ve görevler üstlenmektedir.
Türkiye’de ki bu güçlü ve kaynağını dini motiften alan geleneksel yapı geçmişten getirdiği güçlü bir ha - yırseverlik ve vakıf kültürüne borç - ludur. Bu anlamda gönüllülüğü Osmanlı İmparatorluğundaki vakıf geleneği ile özdeşleştirmek doğru olacaktır. Bu gelenek İmparatorluk sınırları ve dışında hemen hemen her alanda sosyal, ekonomik, sağlık, kültürel mimari vb. ihtiyaçları karşı - lamaktaydı. Osmanlı İmparatorluğu döneminde bireylerin sosyal ve mesleki anlam - da korunmaları için önemli çalış - malar yapılmıştır. Bu çalışmalarda genel olarak meslek kuruluşları (ahî birlikleri) ve vakıflar gibi geleneksel
16
Made with FlippingBook - Online catalogs