Türkiye ve Almanya'da Gönüllülük

Benzerlikler ve farklılıklar Her iki ülkenin de ortak noktası, gönüllülüğün uzun yüzyıllardır süregelen bir olgu olduğu ve aynı zamanda hem Almanya hem de Türki - ye'deki siyasi yönetimin ve de toplumun genç - lerin gönüllü olmasına büyük önem verdiğidir. Türkiye'de ilk kurumsallaşmış gönüllü faaliyet - ler dini vakıfların çalışmaları kapsamında orta - ya çıkmıştır. Osmanlı'da vakıf sistemi yaygın ve çok gelişmişti. Bu vakıflar kendilerini öncelikle hayır ve eğitim amaçlarına adamıştı. Bugüne kadar Türkiye'de eğitim ve sosyal hizmet ala - nındaki vakıflar önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye'de gönüllülük algısı hâlâ yardım etme güdüsünden etkilenmektedir. Halen de yapı - lan yardım, hayır işleri ve gönüllü çalışma pek etrafa duyurulmaz. “Sağ elin ne yaptığını sol elin bile bilmemesi gerektiğini” söyler bir Türk atasözü. Almanya'da gönüllülüğün tarihsel olarak orta - ya çıkışı, burjuvazinin artan önemiyle bağlan - tılıdır. Hayır işi yapmak yine burada da temel sebeplerden biri olsa da bu olgu gelişmekte olan burjuva sınıfının örgütlendiği toplumsal bağlamda görülmesi gerekmektedir. Katılım ve toplumu birlikte şekillendirme düşüncesi en başından beri önemli bir rol oynamıştır. 1990'lardan itibaren ise organize şekilde yürü - tülen gönüllü hizmetlerinin ortaya çıkmasıyla, gönüllülük konusundaki eğitim, takdir, tanıma ve sertifika soruları da Almanya'da tartışılma - ya başlanmıştır. Her iki ülkede de gönüllülük ve gönüllü çalış - madaki farklılıkların siyasi ve sosyal yapılar arasındaki büyük farklıklardan kaynaklandığı söylenebilir. Türkiye’deki merkezi ve Alman - ya’daki federal yönetim sistemi buna örnek gösterilebilir. Almanya'da gençlik çalışma - larının sahadaki uygulaması öncelikle yerel dernek ve birlikler tarafından yürütülürken, Türkiye'de devlet merkezi bir aktör rolünü üst - lenmiştir. Dolayısıyla gönüllü çalışma yapılan yerler her iki ülkede de farklıdır: Almanya'da, gönüllü çalışma sivil toplumda ve genelde bir dernek veya birlik dahilinde gerçekleşirken Türkiye'de insanlar daha çok devlet projelerin - de yer almaktadır. Araştırmacılar, sivil toplum

ve gönüllü çalışma konusunun Türk-Alman uzman değişimi için ilginç bir öğrenme alanı olacağı ve her iki tarafın da bu değişimden ya - rarlanacağı düşünülmüştü. Yapılan çalışmala - rın sonunda ise bu varsayımın doğru olduğu ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte, Almanya ve Türkiye arasında hem terminoloji açısından hem de temel gönüllülük ve gönüllü çalışma anlayışında önemli farklar olduğu da ortaya çıktı. Etkinlik boyunca katılımcılar için gönüllülüğün anahtar kelimeleri iki ülkenin farklı yaklaşımı - nın sembolü haline geldi: “Ehrenamt” ve “gö - nüllülük”. Bu iki terimi detaylı incelemenin se - bebi ise hem terminoloji ve kavramların hem de diğer ülkedeki gönüllü çalışma uygulaması - nı anlayabilmek için bu farkı görmenin önemli olduğu düşüncesi yatmaktadır. İlk başta belki farklı gelen diğer ülkenin terimleri, sistemler ve aktörler derinlemesine incelendikten son - ra, aslında her iki sistemde benzer bir moti - vasyon olduğunu, benzer aktiviteler yapıldığı - nı ve kendini adamış insanların olduğu ortaya çıkmıştır. Yayın hakkında Bu yayına temel oluşturan üç etkinlik boyun - ca, gönüllülük ve gönüllü çalışma konusu farklı açılardan ele alındı. Etkinliğin ilk toplantısında tarihsel gelişmeler, terim ve formatların tanı - mı ve mevcut gençlik politikalarının öncelikleri incelenip tartışıldı. İkinci toplantıda ise farklı kurumların somut örnekleri üzerine duruldu. Üçüncü toplantıda da motivasyon konusu ve yeni hedef gruplara ulaşmanın yolları ele alın - dı. Toplantı konsepti gereği her konu iki ülke - nin bakış açısından incelendi. Katılımcılar ara - sında bilim ve araştırma dünyası temsilcilerinin yanı sıra siyaset ve yönetim, meslek birlikleri ve gençlik örgütleri de katıldı ve yöneticiler kadar genç gönüllüler de söz alıp sunumlarıyla katkı - da bulundu. Katkıların çeşitliliğini ve farklı ba - kış açılarını görmek ve ancak toplantıyı yapay bir sistematiğe sıkıştırmamak için, bu yayında aynı konu üzerine hazırlanan bir Almanca ve bir Türkçe yazı sunmak yerine katkıların birbiri - ne kenetlenmiş bir mozaik şeklinde sunulması tercih edildi. Dolayısıyla klasik anlamda bir top - lantı dokümantasyonu değildir.

4

Made with FlippingBook - Online catalogs