Türkiye ve Almanya'da Gönüllülük

Gönüllü Çalışma ve Yaygın Eğitim

Türkiye ve Almanya'da Gönüllülük, Gönüllü Çalışma ve Yaygın Eğitim

Expertise

İçindekiler

Önsöz

3

Bölüm 1: Almanya ve Türkiye'deki siyasi hedefler, yapılar ve formatlar

6 7

Sivil toplum aktörleri ile yakın işbirliği içindeyiz

Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim, Araştırma ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü’nden

10

Bölüm 2: Temel bilgiler ve Yapılar

12

Almanya'da gençlerin gönüllülük çalışmalarına katılımı: Tarihsel gelişim, formatlar ve toplum içindeki algı

13 15 16 18 19 22 24 25 26 30 32 34 38 39

Türkiye'de gönüllülüğün kısa tarihçesi

Türkiye'de gönüllülük kavramı ve gönüllülüğün gelişmesi

Bölüm 3: Eğitim ve sertifikalandırma

Almanya Türkiye

Bölüm 4: Motivasyon

Almanya’daki gençlerin gönüllük motivasyonları Türkiye'deki gençlerin gönüllü olma motivasyonları

İnsanlar neden gönüllü olur “İnsanların yanında olmak güzel”

“Ciddiye alınmak herkes için önemli bir deneyimdi”

“Gönüllü olarak Suriyeli çocuklara bir gelecek oluşturabilmek beni mutlu ediyor”

“Birbirimizden o kadar da farklı değiliz”

Sözlük Künye

43 45

Önsöz

Christiane Reinholz-Asolli, IJAB

Kimler katıldı? Uzman günü başlangıçta gençlik politika - sı konusundaki ikili diyaloğu derinleştirmek üzere planlandı. Öncelikle Türk-Alman Karma Uzman Komisyonu üyeleri olmak üzere her iki ülkeden uzmanlar ve uygulayıcılar katıldı. Toplantının çevrimiçi yapılması katılımcı sa - yısının daha da genişletmeyi mümkün kıldı. Etkinliklere Türkiye ve Almanya’dan çeşitli meslek örgütleri ve araştırmacıların yanı sıra gençlik birlikleri, gençlik merkezleri, bakanlık - lar ve çok çeşitli kurum ve kuruluştan gönül - lüler yer aldı. Toplantıların konusu neydi? Türkiye ile Almanya’daki gönüllülük ve gönül - lü çalışmada, özellikleri ve yapıları açısından elbette farklılıklar bulunmaktadır. İlk bakışta, Almanya'da gönüllülüğün sanki daha yay - gın veya en azından toplumda daha çok bili - nip takdir edildiği düşünülmektedir. Ancak Türk-Alman uzman değişimi kapsamında dü - zenli olarak Türkiye'yi de ziyaret eden Alman uzmanlar oradaki gönüllülüğü ve gönüllü ça - lışmayı yakından görme fırsatı bulup takdir et - miştir. Etkinlik serisini planlarken, gönüllülük

Gençlerin gönüllü olması ve gönüllü çalışma yapmaları hem Türkiye'de hem de Almanya'da gençlik politikaları açısından büyük önem ta - şımaktadır. Gençlik çalışmalarıyla ilgili Türkiye ve Almanya arasında yapılan iş birliği kapsa - mında gönüllülük konusunu da ele alma dü - şüncesi 2019 yılında oluştu. O sıralar Türkiye Gönüllülük Yılı ile ilgili gerekli hazırlıkları ta - mamlıyordu ve çeşitli ve uzun vadeli proje ger - çekleştirilmişti. Almanya'da da gönüllülüğün teşviki ve geliştirilmesi önemli bir konu olduğu için Türk-Alman Karma Uzmanlar Komisyonu tarafından “Gençlerde gönüllülük, gönüllü ça - lışma ve yaygın eğitim” başlıklı bir uzman günü yapılmasına karar verildi. Pandemi nedeniyle önce bir, sonra iki yıl er - telendikten sonra planlanan sempozyum ni - hayet Ekim/Kasım 2021 aylarında çevrimiçi bir etkinlik dizisi şeklinde gerçekleşti. Üç modülün her birinde katılımcılar, Türk-Alman hazırlık grubu tarafından belirlenen ve toplantının odak noktasını oluşturan konuya yoğunlaştı: » » Modül I Gençlerde gönüllülük ve gönüllü çalışma ve yaygın eğitim: siyasi strateji, tarihsel arka plan, mevcut hedefler, şekil ve formatlar

» » Modül II Eğitim, takdir, sertifikalandırma

» » Modül III Gelecekte gönüllülük: Katılım, kapsayıcılık, yeni hedef grupları, dijitalleşme

Benzerlikler ve farklılıklar Her iki ülkenin de ortak noktası, gönüllülüğün uzun yüzyıllardır süregelen bir olgu olduğu ve aynı zamanda hem Almanya hem de Türki - ye'deki siyasi yönetimin ve de toplumun genç - lerin gönüllü olmasına büyük önem verdiğidir. Türkiye'de ilk kurumsallaşmış gönüllü faaliyet - ler dini vakıfların çalışmaları kapsamında orta - ya çıkmıştır. Osmanlı'da vakıf sistemi yaygın ve çok gelişmişti. Bu vakıflar kendilerini öncelikle hayır ve eğitim amaçlarına adamıştı. Bugüne kadar Türkiye'de eğitim ve sosyal hizmet ala - nındaki vakıflar önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye'de gönüllülük algısı hâlâ yardım etme güdüsünden etkilenmektedir. Halen de yapı - lan yardım, hayır işleri ve gönüllü çalışma pek etrafa duyurulmaz. “Sağ elin ne yaptığını sol elin bile bilmemesi gerektiğini” söyler bir Türk atasözü. Almanya'da gönüllülüğün tarihsel olarak orta - ya çıkışı, burjuvazinin artan önemiyle bağlan - tılıdır. Hayır işi yapmak yine burada da temel sebeplerden biri olsa da bu olgu gelişmekte olan burjuva sınıfının örgütlendiği toplumsal bağlamda görülmesi gerekmektedir. Katılım ve toplumu birlikte şekillendirme düşüncesi en başından beri önemli bir rol oynamıştır. 1990'lardan itibaren ise organize şekilde yürü - tülen gönüllü hizmetlerinin ortaya çıkmasıyla, gönüllülük konusundaki eğitim, takdir, tanıma ve sertifika soruları da Almanya'da tartışılma - ya başlanmıştır. Her iki ülkede de gönüllülük ve gönüllü çalış - madaki farklılıkların siyasi ve sosyal yapılar arasındaki büyük farklıklardan kaynaklandığı söylenebilir. Türkiye’deki merkezi ve Alman - ya’daki federal yönetim sistemi buna örnek gösterilebilir. Almanya'da gençlik çalışma - larının sahadaki uygulaması öncelikle yerel dernek ve birlikler tarafından yürütülürken, Türkiye'de devlet merkezi bir aktör rolünü üst - lenmiştir. Dolayısıyla gönüllü çalışma yapılan yerler her iki ülkede de farklıdır: Almanya'da, gönüllü çalışma sivil toplumda ve genelde bir dernek veya birlik dahilinde gerçekleşirken Türkiye'de insanlar daha çok devlet projelerin - de yer almaktadır. Araştırmacılar, sivil toplum

ve gönüllü çalışma konusunun Türk-Alman uzman değişimi için ilginç bir öğrenme alanı olacağı ve her iki tarafın da bu değişimden ya - rarlanacağı düşünülmüştü. Yapılan çalışmala - rın sonunda ise bu varsayımın doğru olduğu ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte, Almanya ve Türkiye arasında hem terminoloji açısından hem de temel gönüllülük ve gönüllü çalışma anlayışında önemli farklar olduğu da ortaya çıktı. Etkinlik boyunca katılımcılar için gönüllülüğün anahtar kelimeleri iki ülkenin farklı yaklaşımı - nın sembolü haline geldi: “Ehrenamt” ve “gö - nüllülük”. Bu iki terimi detaylı incelemenin se - bebi ise hem terminoloji ve kavramların hem de diğer ülkedeki gönüllü çalışma uygulaması - nı anlayabilmek için bu farkı görmenin önemli olduğu düşüncesi yatmaktadır. İlk başta belki farklı gelen diğer ülkenin terimleri, sistemler ve aktörler derinlemesine incelendikten son - ra, aslında her iki sistemde benzer bir moti - vasyon olduğunu, benzer aktiviteler yapıldığı - nı ve kendini adamış insanların olduğu ortaya çıkmıştır. Yayın hakkında Bu yayına temel oluşturan üç etkinlik boyun - ca, gönüllülük ve gönüllü çalışma konusu farklı açılardan ele alındı. Etkinliğin ilk toplantısında tarihsel gelişmeler, terim ve formatların tanı - mı ve mevcut gençlik politikalarının öncelikleri incelenip tartışıldı. İkinci toplantıda ise farklı kurumların somut örnekleri üzerine duruldu. Üçüncü toplantıda da motivasyon konusu ve yeni hedef gruplara ulaşmanın yolları ele alın - dı. Toplantı konsepti gereği her konu iki ülke - nin bakış açısından incelendi. Katılımcılar ara - sında bilim ve araştırma dünyası temsilcilerinin yanı sıra siyaset ve yönetim, meslek birlikleri ve gençlik örgütleri de katıldı ve yöneticiler kadar genç gönüllüler de söz alıp sunumlarıyla katkı - da bulundu. Katkıların çeşitliliğini ve farklı ba - kış açılarını görmek ve ancak toplantıyı yapay bir sistematiğe sıkıştırmamak için, bu yayında aynı konu üzerine hazırlanan bir Almanca ve bir Türkçe yazı sunmak yerine katkıların birbiri - ne kenetlenmiş bir mozaik şeklinde sunulması tercih edildi. Dolayısıyla klasik anlamda bir top - lantı dokümantasyonu değildir.

4

»» Bu ziyaretler kendi

çalışmalarımızı daha iyi görmemizi sağlar ve birbirimizi daha iyi tanımak ve korkuları bir kenara bırakmak için iyi bir fırsattır, çünkü ancak bilme­ diklerimiz bizi korku­ tabilir. « Gençlik ve Spor Bakanlığından Erkan Şamiloğlu

kuruluşlarına katılmakla ilgili toplumda bazı çekincelerin olduğunu belirtmektedir. Gönül - lü çalışma çoğu zaman insanların hâlihazırda çalıştığı mesleki ortam veya alanda yapılmak - tadır. Bu hususa gösterilebilecek bir örnekte meslek lisesi öğretmeni Millî Eğitim Bakanlığı projesi kapsamında gönüllü olarak Suriyeli ai - leleri ziyaret edip kızlara sunulan mesleki eğiti - min avantajlarını anlatıyor. Türkiye’de gönüllü çalışma yapmak isteyen ve gerçekten gönüllü olan kişi sayısındaki fark ise bu durumla bağlantılı olduğu tahmin edil - mektedir. Eğitim veya sosyal hizmet alanında çalışanlar sıklıkla mesai saatlerinin dışında da çalışmalarına devam ediyor, ancak bunu gö - nüllülük olarak görmedikleri için istatistiklere yansımıyor. Birbirimizden ne öğrenebiliriz? Diğer tüm uluslararası uzman değişimlerinde olduğu gibi Türk-Alman değişim programları - nın özelliği konseptlerin bir ülkeden diğerine olduğu gibi aktarılmamasıdır. Aksine, her ülke kendi çalışma ve uygulamalarını diğer ülkenin gerçekliğinin yansımasında gördüğünde kendi durumunu yeniden algılamak ve bu farkındalık ile yenilikler ve gelişmeler için yeni yollar bul - mak zorunda kalıyor.

Günümüzde gençleri gö - nüllülüğe teşvik etmek hem Türkiye'de hem de Almanya önemli bir konudur. Her iki ülke için de geleceğe yönelik gelişmeler büyük önem taşı - yor ve özellikle dijitalleşme ve yeni hedef gruplarının katıl - ması için teşvik edilmeleri ge - rektiği durumu için geçerlidir. Özellikle burada birbirinden öğrenmek için birçok ortak

ilgi alanı ve fırsat bulunmaktadır. Aşağıda da belirtilen etkinlik serisinin uygulama örnekle - ri, Gençlik ve Spor Bakanlığının yeni dijital gö - nüllü platformu, Türkiye'nin güneyindeki genç sığınmacılarla proje çalışmaları veya okullar bağlamında gönüllülüğü konu almaktadır.

5

BÖLÜM 1

Almanya ve Türkiye'deki siyasi hedefler,

yapılar ve formatlar

Almanya ve Türkiye'de gönüllülük ve gönüllü çalışma için siyasi çerçeve koşulları nelerdir? Her iki ülkede gençlerin gönüllü çalışmayı güçlendirmek için hangi girişimler bulunmaktadır? Bu bölümde Federal Aile, Yaşlılar, Kadınlar ve Gençlik Bakanlığı (BMFSFJ) ile Gençlik ve Spor Bakanlığından yetkili kişilerle yapılan görüşmeler yer almaktadır.

6

Sivil toplum aktörleri ile yakın işbirliği için - deyiz Federal Aile, Yaşlılar, Kadınlar ve Gençlik Bakanlığından Christoph Engler ve Hanno Fietz ile röportaj

Christoph Engler: Temel görevimiz, gönüllülük için doğru çerçeve koşullarını belirlemek ve bir takdir ve tanıma kültürü oluşturmaktır. Örneğin, 2009'dan beri Alman Gönüllülük Ödülü'nü veriyoruz ve 2016'dan beri Alman Gönüllülük Günü düzenliyoruz. Buna ek olarak, çeşitli finansman ve teşvik programları baş - lattık.

Sayın Engler, BMFSFJ'nin (Federal Aile, Yaşlılar, Kadınlar ve Gençlik Bakanlığı) Gönüllülüğün Des - teklenmesi departmanında bu konuyla ilgili her gün ilgileniyorsunuz. Sizce gönüllülük neden bu kadar önemli? Christoph Engler: Toplumsal katılım, insanların or - tak refaha zaman ve maddi kaynak ayırarak sosyal sorunların iyileştirilmesine katkıda bulunması anla - mına gelir. Yönetimin ya da devletin egemen çalış - malarından farklı olarak, vatandaşların kendileri bir şeyleri üstlenirler. Böyle bir iş bölümü sosyal uyum için vazgeçilmezdir. Devlet, gönüllülüğü ve gönüllü çalışmayı çeşitli şekil - lerde destekleyip teşvik ediyor. Federal düzeyde bu konulardan kim sorumludur? Christoph Engler: Federal İçişleri Bakanlığı (BMI), THW (Alman Teknik Yardım Kurumu) ve itfaiye gibi klasik gönüllü çalışma alanı ile ilgilenmektedir. Ayrıca Federal Tarım Bakanlığı (BMEL) kırsal alanlarda yapı - lan gönüllü çalışmaya himaye eder. Federal Maliye Bakanlığında (BMF) vergi teşvikleri ön planda – bura - daki önemli bir husus ise eğitmenlere ve gönüllülere verilecek ödenekler. Federal Aile, Yaşlılar, Kadınlar ve Gençlik Bakanlığı (BMFSFJ) olarak kendimizden “Gönüllülük Bakanlığı” olarak bahsetmeyi seviyoruz: 2019'dan bu yana bakanlık içinde “Demokrasi ve Katı - lım” departmanımız var. Böyle bir bölümün kurulması toplumsal katılımın ve gönüllülüğün açık bir şekilde takdir edilmesinin işaretidir.

Bunlar hangi finansman ve teşvik programları?

Christoph Engler: Bir örnek olarak Federal “İnsanlar insanları güçlendirir” programını verebiliriz. Bu prog - ramda sığınmacılara yönelik sponsorluk ile toplumsal katılımı güçlendiren, ülke çapında 25 kuruluşu des - tekliyor ve teşvikler veriyoruz. 2018 yılından bu yana dezavantajlı kişilere yönelik yapılacak sponsorlukları da teşvik ediyoruz. Eylül 2021'e kadar 155.000'den fazla sponsorluk verildi. Bir başka iyi örnek “Gönül - lüler Şehri” programıdır. Finansman ortağı olarak, 10.000 ila 250.000 nüfusu olan 100 seçilmiş şehir ve belediyede kalıcı gönüllülük çalışmalarının geliştiril - mesini destekliyoruz. Program kapsamında, beledi - ye ve mahallelerde toplumsal katılım stratejik olarak daha da geliştirilmektedir ve kamu sektörü, sivil top - lum ve yerel işletmeler arasındaki iletişimi teşvik et - mek için sürdürülebilir ortaklıklar başlatılmaktadır ve genişletilmektedir.

BMFSFJ sivil toplum aktörleriyle nasıl bir iletişim içinde?

Christoph Engler: Dernekler, vakıflar ve bağışlar gö - nüllülük politikasının önemli paydaşlarıdır. Bu neden - le Federal Sivil Katılım Ağı (BBE), Kâr Amacı Gütmeyen

Peki BMFSFJ bu konuda somut olarak ne yapıyor?

7

İttifak, Özgür Refah, Federal Gönüllü Ajanslar Birliği (bagfa) gibi pek çok sivil toplum aktörleriyle birlikte çalışıyoruz. Ayrıca toplum vakıflarını ve bağış danış - manlıklarını destekliyoruz. Finansman ve teşvik prog - ramları dâhilinde sivil toplum aktörleriyle de yakın bir şekilde çalışıyoruz. Örneğin, “İnsanlar İnsanları Güç - lendiriyor” sponsorluk programı, ikisi Almanya'daki Türk Toplumu ve Müslüman Kadınların Sosyal Hizme - ti olmak üzere ülke çapında 25 sivil toplum kuruluşu tarafından uygulanmaktadır. Destek veren kuruluşlar bu programı Almanya çapında ve 700'den fazla üye kuruluşundan oluşan bir alt yapıyla uyguluyorlar. Vakıflardan bahsetmişken, 2020 yılında Alman Gönül - lülük ve Gönüllü Çalışma Vakfı (DSEE) kuruldu. Vakfın görevleri ve hedefleri nelerdir? Christoph Engler: DSEE, özellikle alt yapısı zayıf ve kırsal bölgelerdeki toplumsal katılımı ve gönüllülüğü teşvik etmek ve güçlendirmek amacıyla kurulan fe - deral bir vakıftır. Vakıf, Almanya'da eşit yaşam koşul - larının yaratılmasına katkıda bulunmaktadır. Federal düzeydeki bir merkezi temas noktası olarak vakıf, kurumların kendilerini geliştirme konusunda hizmet

ve bilgilerle destek veriyor, dijitalleşme alanındaki ye - nilikleri teşvik ediyor, katılım ve gönüllülük yapılarını güçlendiriyor. Bu bağlamda önemli diğer bir konu ise federal hükümetin, federal eyaletlerin, belediyelerin, iş dünyası ve sivil toplumun bir ağ oluşturmasıdır. Bu amaçla, vakfın federal bütçeden aldığı yıllık 30 milyon avroluk bütçesi bulunmaktadır.

Vakfın kurulması, Almanya'daki gönüllülük konusun - daki yasal dayanağı açısından da önemliydi, değil mi?

Christoph Engler : Evet, kesinlikle. Vakfın kurulmasıyla birlikte ilk kez toplumsal katılım ve gönüllülüğün yasal tanımı yapılmıştır. DSEE’nin Kuruluş Yasası'nın 2. mad - desi, 2. fıkrasında aşağıdaki ifadeler yer almaktadır: “ Toplumsal gönüllülük, bir veya daha fazla kişinin özgür, demokratik, genel düzen temelinde gönüllü, ücretsiz ve kamu refahı odaklı çalışma yapmalarının taahhüdüdür. Gönüllülük, kamu yararına olan, kâr amacı gütmeyen, kilise veya hayır amaçlı yardım eden bir kuruluş bünyesinde yapılan toplumsal ve gönüllü çalışmadır.” Bu yasal tanımın yapılması bile önemli bir adım olmuştur. Ancak, örneğin Avusturya'da olduğu gibi Almanya'da hâlâ bir gönüllülük yasası yoktur.

Almanya'da özel bir gönüllülük biçiminden de bahsedelim. Sayın Fietz, siz BMFSFJ'deki gençlik gönüllü hizmetlerin - den sorumlusunuz. Bu format başarılı bir model mi? Hanno Fietz: Gönüllü hizmetleri, Almanya'da - ki gönüllülük çalışmala - rının gerçekten önemli bir ayağıdır. Her yıl, çoğunluğu gençlerden oluşan 90.000'den faz - la gönüllü bir gönüllü hizmeti yapıyor ve bu sayı gittikçe de artıyor. 2020'de yaklaşık 40.000 kişi BFD denilen federal gönüllü hizmeti gerçek - leştirdi ve 50.000'den fazla kişi de JFD denilen gençlik gönüllü hizmeti tamamladı.

8

Gönüllü hizmeti iki farklı formatta karşımıza çıktı - ğından bahsettiniz: Federal Gönüllü Hizmeti (BFD) ve Gençlik Gönüllü Hizmetleri (JFD). Aralarındaki en önemli fark nedir? Hanno Fietz: En önemli fark devlet yetkilerinin dağı - lımı ve finansmanda. BFD'de sadece federal hükümet yetkilidir. Kişilerin görev yerlerine yerleştirmeleri, cep harçlığı, konaklama ve yiyecek harcırahları gibi gider - ler için ödenek almak veya gönüllülere verilecek pe - dagojik desteğin belirli miktarlardaki fonlarla finans - manı gibi tüm görevlerin federal hükümet tarafından yapıldığı anlamına gelir.

olması, JFD veya Eyalet Gönüllü Hizmetleri’nin ise 27 yaşına kadar olan insanlara açık olmasıdır. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç rakam verelim: BFD'deki gönüllülerin yaklaşık % 73'ü 27 yaşın altın - dadır. 50 yaşın üzerindeki gönüllülerin oranı ise % 13 civarında. Prensip olarak, her yaşta gönüllülüğü teş - vik etmek istiyoruz. Ancak genç yaşta gönüllü hizmeti yapan ve zaten gönüllü olan insanların ileriki hayatla - rından daha büyük olasılıkla gönüllü çalışmaya katıl - dığı ortaya çıktı. Bu nedenle okuldan işe geçişte veya eğitim veya öğrenim gören insanlara ulaşmak bizim için önemlidir. Daha önce gönüllü hizmeti yapan kişi - leri uzun vadeli bir gönüllülüğe çekmek için, bazı ak - törler de örneğin mezun projeleri kurdular.

Peki ya JFD?

Size göre, Almanya'daki gönüllü hizmetlerin özellikle olumlu özelliği nedir?

Hanno Fietz: Gönüllü Sosyal Yıl (FSJ) ve Gönüllü Ekolo - jik Yıl (FÖJ) ulusal alt formatlarına sahip JFD'deki uygu - lama ve finansmandan Almanya’nın 16 federal eyaleti sorumludur. Bu nedenle, bu hizmetler bazen Eyalet Gönüllü Hizmetleri olarak adlandırılır. Buradaki istis - na, gönüllülerin pedagojik desteğinin finansmanıdır, bu konuda federal hükümet de JFD'ye eş finans - man sağlamaktadır. Pedagojik desteğin somut uygulaması pedagoji uzmanı personel tarafından JFD kurumlarında gerçekleştirilir. BFD ve JFD arasındaki fark organizasyon ve finansmandadır. Gönüllüler için, her iki formatta da çok benzer ve çeşitli uygulama alanları bulunmaktadır. Çok sayıda kuruluş hem BFD hem de JFD'den gönüllüler kabul etmektedir. Ancak JFD’lerin kalite güvencesi ve geliştirilmesi için yapılan çalışmalar ve de gönüllülere pedagojik danışmanlık yapacak personelin finansmanı farklı düzenlenmiştir, bu konularda Federal Hükümet de JFD’ye destek ver - mektedir.

Hanno Fietz: Hem Federal Gönüllü Hizmette hem de Gençlik Gönüllü Hizmetinde, pedagoji uzmanları tüm gönüllülere çalıştıkları kurumlardaki görevlerinde eş - lik ediyor. Bu çok merkezi ve önemli bir husus. Gönül - lüler, yılın toplam 25 günü boyunca diğer gönüllülerle bir araya geldikleri seminerlerden çok memnun ve aynı zamanda etkileyici deneyimler yaşadıklarını ifa - de etmektedir. İçerikler oluşturulurken katılımcıların konu istekleri dikkate alınmakta ve sosyopolitik konu - lardaki alışverişe veya kişisel gelişimle ilgili sorulara ek olarak, sosyal etkileşim de ön plandadır.

Christoph Engler, Federal Aile, Yaşlılar, Kadınlar ve Gençler Bakanlığı (BMFSFJ) Gönüllülüğün Desteklenmesi Departmanı'nda uzman olarak görev yapmaktadır. Hanno Fietz, Federal Aile, Yaşlılar, Kadınlar ve Gençler Bakanlığı (BMFSFJ) Gençlik Gönüllü Hizmetleri Depart - manı'nda uzman olarak görev yapmaktadır.

Özellikle gençlerin gönüllü hizmeti tercih ettiğini zaten belirttiniz. Yaşlı insanlar da gönüllü çalışma yapıyor mı?

Hanno Fietz: Prensipte evet. İki format arasındaki bir diğer önemli fark, BFD'nin her yaştan insana açık

9

Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim, Araştırma ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü’nden

Interview mit Ümran Dilek Toprak und Erkan Şamiloğlu vom Ministerium für Jugend und Sport

Bu girişimin amaçlarını da açıklayabilir misiniz?

Erkan Şamiloğlu: Tabii ki. Uzun vadede gönüllü ça - lışma kurmak ve daha iyi yapılandırmak istiyoruz. Gençlerin okullar, kütüphaneler, hastaneler veya müzeler gibi topluma hizmet edebilecekleri yerler - de uzun süreli gönüllülük faaliyetleri yapabilmeleri sağlanacaktır. Ayrıca sporda olduğu gibi kültürel ve sanatsal alanda da gönüllü çalışma teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Çok önemli bir husus ise: Gönüllü - lük gençler için de değerli ve cazip olmalı! Gençlik li - derliği, gençlik kampı liderliği veya gençlik kamplarına katılım başvurularında gönüllülük çalışmalarına katı - lan gençlere öncelik verilmelidir. Yeterlilik konusu da bizim için çok önemli: Gönüllülük ve gönüllü yönetim sistemine dair uzaktan eğitimler ve seminerler daha da geliştirilecektir. Çeşitli kurum ve kuruluşlarımızla işbirliği içinde doğa ve çevre gönüllülüğü, afet gönül - lülüğü, gönüllü itfaiyecilik ve gönüllü cankurtaranlık alanlarında daha fazla eğitim verilecektir. Gönüllülük politikalarının geliştirilmesinde önemli veriler sağla - yacak gönüllülük konulu araştırmaları da destekle - mek istiyoruz. Az önce yetkililer ve kurumlarla yapılan iş birliğinden bahsettiniz. Bunun somut bir örneği var mı, Sayın Toprak? Ümran Dilek Toprak: Çok sayıda kamu kurumu ve STK ile “Gönüllülük Alanında İş Birliği Protokolleri” imzaladık. Önemli bir gelişme ise YÖK Başkanlığı ile bakanlığımız arasında imzalanan protokoldür. 2020– 2021 eğitim-öğretim yılından itibaren üniversitelerde seçmeli ders olarak “Gönüllülük Çalışmaları Dersi” okutulmaya başlanmıştır. Bu seçmeli dersin amacı, öğrencilerin eğitim yaşantıları boyunca edindikleri bilgi, beceri ve birikimleri kullanarak katılacakları gö - nüllülük faaliyetleri yoluyla üniversite ile toplum ara - sındaki bağları güçlendirmek ve böylece öğrencilerin seçecekleri bir gönüllülük alanında, önceden hazırla - nacak bir plan dâhilinde bir dönem boyunca gönüllü çalışmada görev almalarını ve sonuçlarını paylaşma - larını sağlamaktır

Dilek Hanım, Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim, Eğitim Araştırma ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü'nde çalışıyorsunuz. Türkiye bir “gönüllüler ülkesi” mi? Ümran Dilek Toprak: Türkiye uzun ve çok özel bir hayırseverlik ve vakıf kültürüne sahiptir ve bugün yaklaşık dört milyon kayıtlı Suriyeli misafire ev sahip - liği yapmaktadır. Küresel İnsani Yardım Raporu 2018 verilerine göre Türkiye milli gelirinin % 0,85'ine denk gelen insani yardımlar, Türkiye’yi dünyanın “En cö - mert ülkesi” konumuna getirmiştir. Bununla birlikte, Türkiye'de bir kurum çatısı altında gerçekleştirilen ve süreklilik arz eden gönüllülük faaliyetlerine katılımın düzeyi istenilen seviyelerde değildir.

Bu çok ilginç. Peki, bakanlığınız bu sonuca nasıl tepki verdi, Sayın Şamiloğlu?

Erkan Şamiloğlu: Çok hızlı tepki verdik. Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, 7 Aralık 2018'de ülke çapında gönüllülük seferberli - ği başlatarak, 2019 yılını “Gönüllülük Yılı” olarak ilan etmiştir. Bu kapsamda 954 sivil toplum kuruluşu ve 100'ü aşkın yazılı, görsel ve sosyal medya temsilcisi - nin yanı sıra üniversite rektörlerinin katılımıyla 2019 Gönüllülük Yılı Lansman Programı gerçekleştirilmiştir ve 2019 Gönüllülük Yılı Strateji Belgesi kamuoyuna açıklanmıştır.

Strateji belgesi hangi konuları kapsıyor?

Ümran Dilek Toprak: Gençler arasında ve toplumda gönüllülük kavramını pekiştirmek istiyoruz. Bu ne - denle gönüllülük yılı strateji belgesi, gönüllülük kültü - rünün güçlendirilmesi, teknolojinin daha etkin kulla - nımı, daha etkili düzenleme ve risk yönetimi, gönüllü yönetiminin ve eğitiminin güçlendirilmesi, kurumlar arası ilişkilerin güçlendirilmesi ve gönüllülüğün ta - nınması ve değerlendirilmesi de dâhil olmak üzere gönüllülük alanında temel olarak belirlediğimiz altı konuyu kapsamaktadır.

Bakanlığınız adına başka bir faaliyette bulundunuz mu, Sayın Şamiloğlu?

10

»» Platformumuz engelleri

kaldırmak istiyor. Bu yüzden artık kimse ‘Nerede gönüllü olabileceğimi bilmiyorum’

diyemez « Erkan Şamiloğlu

Erkan Şamiloğlu: Evet, ayrıca 2019 yılında Gönüllü - lük Eylem Planı'nı hazırladık ve yürürlüğe girdi. 2020 Eylem Planı pandemi nedeniyle güncellenemedi, an - cak 2021'de kapsamı genişletildi ve 2021 Gönüllülük Eylem Planı olarak yayınlandı. Aynı yıl İstanbul Üniver - sitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Araştırma Merkezi iş birliği ile Türkiye'deki gönüllülükle ilgili bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmanın amacı, mevcut durumu ve gönüllülük potansiyelini açığa çıkarmak ve gönüllülük alanında farklı uygulama modellerinin geliştirilme - sinde kullanılacak bilimsel verileri ve analizleri ortaya koymanın yanı sıra bilimsel veri ve analizlerin değer - lendirilmesi için yeni modeller geliştirmektir. Türkiye Gönüllülük Araştırmanın boylamsal bir araştırmaya dönüştürülmesi planlanmaktadır. Dijital yerliler herkesin dilinde. Sayın Şamiloğlu, genç - leri gönüllü olmaya teşvik etmek için dijital medyayı kullanıyor musunuz? Erkan Şamiloğlu: Evet, gerçekten buraya büyük yatı - rım yaptık. Gençlik ve Spor Bakanlığı, “Sen de gönül ver” sloganıyla ülkede gönüllülük kültürünü yaygınlaştır - mak amacıyla altı yıl önce www.gencgonulluler.gov.tr platformunu oluşturdu. Gönüllü kuruluşlar, dâhil ol - mak isteyen gönüllülerle burada buluşuyor. Eşitlik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sürdürülebilirlik gibi önemli değerlere dayanan platform, gençlere altı farklı kategoride yüzlerce gönüllülük fırsatı sunuyor. Spor, kültür, turizm, çevre, afet ve acil durum, eğitim, sağlık veya sosyal hizmetler kategorilerinde gönül - lü olabilecekleri bir organizasyon arayan kuruluşlar veya gönüllüler bu platformda bir araya gelerek tüm ilanları aynı anda erişebilir ve doğrudan başvuruda bulunabilirler.

Platform gençlere nasıl bir katma değer sunuyor?

Ümran Dilek Toprak: Platform karşılıklı fayda sunu - yor. Bir yandan kuruluşlar, diğer yandan gönüllüler birbirlerini değerlendirebilir ve puan toplayabiliyor. Örneğin, yeni bir şehre taşınmak ve gönüllü olmak isteyen gençler, yerel kuruluşlardan hangisinin diğer gönüllüler tarafından iyi derecelendirildiğini görmek için platforma bakabilirler. Sistem, gençlerin katıldık - ları gönüllülük faaliyetlerini belgeleyerek, ileride iş ve burs başvurularında referans sunmalarını sağlar. Böylece bir yandan gönüllülük faaliyetleriyle topluma karşılık beklemeksizin hizmet ederek kişisel ve sosyal becerilerini geliştiren gençler, diğer taraftan kariyer planları için önemli referanslar elde edebilir.

Erkan Şamiloğlu, Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim, Araştırma ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü, Genel Müdür Yardımcısıdır. Ümran Dilek Toprak, Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim, Araştırma ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü'nde uzman olarak çalışmaktadır.

11

BÖLÜM 2

Temel bilgiler ve Yapılar

Almanya ve Türkiye'de gönüllülük ve gönüllülük kültürü nasıl ortaya çıktı? Gönüllülük kültürü han - gi tarihsel ve sosyal gelişmelere dayanmaktadır? Her iki ülkede de vakıflar, Orta Çağ ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan bu yana gönüllülük kültürünü sürdürmektedir. Sonrasında nasıl devam ettiği ise bu bölümde irdelenecektir.

12

Almanya'da gençlerin gönüllülük çalışmalarına katılımı: Tarihsel gelişim, formatlar ve toplum içindeki algı

Wolfgang Hinz-Rommel

Almanya'da, vatandaşların gönüllü - lük kültürü için esasen üç gelenek vardır. Gönüllülük, toplumsal katılım ve vatandaşlık katılımı terimleri, as - lında farklı geleneklere atıfta bulun - malarına rağmen, birbirinden çok da farklı değildir. “Gönüllülük” teriminin kökeni ve ko - nunun algılanma şekli Prusya Krallı - ğı'nda yatmaktadır. Ayaklanmayı ve devrimi önlemek için, 1808 yılında yürürlüğe giren Prusya Şehir Kanu - nu, ortaya çıkan burjuvaziye somut katılım hakları ve katılım fırsatları vermiştir. Ancak bununla birlikte aynı zamanda yerel öz yönetimde üstlenecekleri yükümlülükleri de or - taya koydu. Vatandaşlar artık “fahri görev” üstlenebilecek ve örneğin fahri mahkeme jürisi üyesi olabile - cekti. Bu gelenek önemini yitirmiş olsa da günümüze kadar devam ediyor. Fahri mahkeme jürisi üye - leri, seçimlerdeki sandık görevlileri, itfaiye veya sivil savunma gönüllü - leri böyle bir fahri görev üstlenmiş ve bunun karşılığında sembolik bir ücret alan kişilerdir. 19. yüzyılın ortalarından itibaren köyden kente göç ve sanayileşme şehirlerde sıkıntıya ve yoksulluğa yol açmıştır. Binlerce kişi iş ve kalacak yer bulamadıkları veya fabrikalar - daki çalışmaları karşılığında sadece

düşük bir ücret alabildikleri için çok kötü koşullarda yaşamaktaydı. Bu ortamda, hayır ve refah yardımı gelişti: İhtiyaç anında kişilerin birey - sel olarak yaptıkları yardım sonu - cunda zamanla, örneğin çocuklara, hastalara ve işsizlere yardım eden hayır kurumları ortaya çıktı. Bu ha - yır kurumlarındaki kişiler gönüllü olarak ihtiyaç sahiplerine yardım ediyordu. Zamanla bu kurumlar pro - fesyonelleştirildi ve sosyal sisteme entegre edildi. Bugün bile, özellikle acil ve afet durumlarında gönüllü olarak yardıma koşmak çoğumuz için insani bir görevdir. Bu yardım etme duygusu, 2016 yılında Alman - ya'daki mülteci krizi sırasında çok yoğun olarak görüldü ve hissedildi. Üçüncü bir gelenek çizgisi , burjuva yaşamının tam olarak ortaya çıktığı 19. Yüzyılın sonu, 20. Yüzyılın başın - da görülmeye başladı. Derneklerin amaç ve hedefleri açıkça belliydi: Spor veya siyasi faaliyetler, eğitim veya boş zaman aktiviteleri ile ilgi - li olup olmadığına bakılmaksızın, kendi kendine yardım edebilme ve başkalarına yardım etmek odak noktasıydı. Dernek olmanın avantajı açıktı: Yasal şekli nedeniyle dernek - ler güvenilir bir çerçeve sunuyordu. Bugüne kadar dernekler gönüllüle - rin çalışmalara katılma kararlarında olağanüstü rol oynamaktadır. Gö -

nüllü çalışmanın büyük çoğunluğu dernekler üzerinden gerçekleştiril - mektedir. Son olarak, vakıflardan da bahset - mek gerekir. Muhtemelen gönüllü - lüğün ve gönüllü yapılan hayır işleri - nin en eski şeklidir çünkü bu gelenek Orta Çağ'dan beri Almanca konuşu - lan ülkelerde var olmuştur. Ancak yukarıda belirtilen şekillerden daha farklı bir temele dayanmaktadır: Vakıflardaki amaç, bir mülkü veya parayı belirli bir hayırseverlik amacı için kullanmaktır. Vakıfların kapsam ve çevresinde geniş çaplı gönüllülük çalışmaları yapılmaktadır. Özgürlük olmadan gönül - lülük olmaz 1933–1945 yılları arasında Nasyonal Sosyalist diktatörlük ve sivil toplu - mun yok edildiği yıllarda, artık ger - çek anlamda gönüllülük ve gönüllü çalışma yoktu; tüm kurum ve kuru - luşlar, dernekler ve birlikler etkisiz - leştirildi, her türlü gönüllü çalışma ancak devlet hedefleri amacına hiz - met edebilirdi. Gerçek bir sivil top - lumda olması gereken özgürlük ve çeşitlilik artık yoktu. 1945'den sonra Doğu ve Batı Alman - ya farklı gelişti. Demokratik Alman - ya Cumhuriyeti'nde, kilise nispeten

13

korunan bir alan sunabilse de tüm faaliyetler büyük ölçüde devlet kont - rolü altındaydı. Almanya Federal Cumhuriyeti'nde, savaştan sonra yeniden yapılanma ile beraber örgütler Weimar Cumhu - riyeti'nin sivil toplum yapılarını sür - dürdüler. Her şeyden önce, gençlik dernekleri yeniden yeşerdi; tatil ge - zileri düzenlediler, ders dışı gençlik eğitimlerine giderek daha fazla katıl - dılar ve ayrıca siyasi lobi çalışmaları - nı gözle görülür şekilde genişlettiler. 50'li yıllar: Gönüllü Hiz - metlerin doğuşu Kalifiye işçi sıkıntısı nedeniyle, 1954'te Diakonik Yıl oluşturuldu. Bu - gün bilinen Gönüllü Hizmetleri’nin kaynağı olarak kabul ediliyor. Sade - ce üç yıl sonra, Gönüllü Sosyal Yıl (FSJ) yasalarla düzenlendi. 1990'da Gönüllü Ekolojik Yıl (FÖJ), 2008'de “weltwärts” (dünyaya doğru) gönüllü hizmeti eklendi. 2011 yılında zorun - lu askerlik hizmetinin kaldırılmasıyla gönüllü hizmetlerine yeni bir ivme kazandırıldı: Federal Gönüllü Hizme - ti ile başarılı bir format daha oluştu - ruldu.

Günümüzde gönüllülük ve gönüllü çalışma Gönüllülük geleneği hâlâ devam etmektedir. Ancak birçok alanda önemini yitirdiği de gözlenmekte - dir. Örneğin, gönüllü itfaiye ekipleri neredeyse sadece kırsal bölgelerde bulunurken, şehir merkezlerinde profesyonel itfaiye ekipleri görev yapmaktadır. Gönüllü çalışanlara artık sembolik de olsa bir ücret öde - me mecburiyeti vardır. Birçok kuru - luş artık gönüllü olabilecek gençler bulmakta zorlanmaktadır. Özellikle dernekler yönetim kurulu üyeleri bulamaz hale gelmiştir. 2001 yılından bu yana, gönüllülük gözle görülür bir önem artışı yaşadı: “Toplumsal Katılımın Geleceği” baş - lıklı Enquete Komisyonu'ndan sonra gönüllülüğün siyasi önemi daha da iyi anlaşıldı, siyasi yapılara entegre ve aynı zamanda teşvik edildi. Bazı federal eyaletlerde gönüllülük stra - tejik olarak desteklenmektedir. Son yıllarda ilgililerin beklenti ve taleple -

rinin değiştiği ortaya çıktı. Uzun va - deli taahhütlerden ziyade, belirli bir projeye geçici olarak destek vermek daha yaygın hale gelmiştir. Birçok gönüllü, şahsi becerileriyle katkıda bulunabilecekleri, kendilerine uygun görevler istiyor. Bu talepler ise gö - nüllülerle çalışan kuruluşları büyük ölçüde zorlamaktadır. Gönüllü Hizmetleri sürekli büyü - mekten memnun. Şu anda yılda yak - laşık 100.000 kişi Gönüllü Hizmeti ta - mamlıyor. Gençler, özellikle okuldan işe veya üniversite eğitimine geçişte - ki dönemde Gönüllü Hizmeti yapma - yı tercih ediyor. Böyle bir ara dönemi gençler hangi mesleğe yönelecekle - rine karar vermek ve kendilerini bul - ma fırsatı olarak görmektedir. Ancak devlet ve toplumun kuruluşlardan olan beklentileri de arttı: Bir yandan Gönüllü Hizmeti sosyal sektörün personel ihtiyacına destek vermesi beklenirken, diğer yandan Gönüllü Hizmeti dönemi gençlerin terbiye eksikliklerini ve eğitim açıklarını tela - fi etme fırsatı olarak görülmektedir.

Wolfgang Hinz-Rommel, Diakonisches Werk Württemberg Gönüllülük Departmanı Başkanıdır

14

Türkiye'de gönüllülüğün kısa tarihçesi

Türkiye'de gönüllülük olarak bilinen olgu, Osmanlı İmparatorluğu’ndan beri vakıflar şeklinde varlığını sür - dürmektedir. O dönemde, her etnik grubun vakıf kurmasına izin verildi ve darülaceze ve hastaneler de dâ - hil olmak üzere ülke çapında yak - laşık 100 adet hayır kurumu vardı. 1923'te cumhuriyetin kuruluşuyla vakıf sistemi yeniden yapılandırıldı ve bazı yasaklar getirildi. Dini mez - heplerin artık okul açmasına, va - kıfların artık ticaret yapmasına izin verilmiyordu ve mal varlığı edinemi - yorlardı. Ancak 2010 yılında vakıflar için yeni bir yasa çıkarıldı ve yeni dü - zenleme kapsamında vakıf arazileri iade edildi. 1999 yılında Türkiye'yi sarsan şid - detli bir deprem, gönüllülüğün de - ğeri ve önemi konusunda giderek artan bir farkındalık oluşturdu. 2001 BM Gönüllü Yılı ile bu farkındalık daha da arttı. Gönüllülükle ilgili yeni

yasal düzenlemeler yapıldı, gönüllü itfaiye ekipleri kuruldu ve dernekler için vergi muafiyeti getirildi. Türkiye Gençlik ve Spor Bakanlığının 2013 yılındaki yeni yapılanmasının ardın - dan ve 2019 yılının Gönüllülük Yılı olarak ilan edilmesi gönüllülük ça - lışmalarının genişletilmesi için daha fazla ivme yarattı. Bunların sonucu olarak ise çeşitli gönüllülük plat - formları kuruldu. Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurumu iş birliği çerçeve - sinde 2020–2021 eğitim yılından itibaren tüm üniversitelerde “gönül - lülük” dersi konmuştur. Ayrıca hâli - hazırda birçok üniversitede gönüllü olmak isteyen öğrencilerin ilk temas

noktası olan Genç Ofis’ler bulun - maktadır.

Bağımsız Türk Kent Konseyi, 2021 yılında bakanlıkla belediyeler ara - cılığıyla gönüllülüğün garanti altı - na alınması gerektiğini belirten bir protokol imzaladı ve bu amaçla 400 belediye başkanı toplantı ortamında bir araya geldi. Almanya örneğinde olduğu gibi Türkiye'de yasal olarak düzenlenmiş gönüllü hizmetleri, gö - nüllüler için cep harçlığı veya gönül - lüler için gider ödeneği olmasa da Türkiye'de, özellikle gençlerin gönül - lü olmaları için geniş çapta tanıtım ve bilgilendirmeler yapılarak farkın - dalık çalışmalarında önemli artışlar kaydedilmektedir.

15

Türkiye'de gönüllülük kavramı ve gönüllülüğün gelişmesi

Erkan Şamiloğlu

Gönüllülük, dünyanın çeşitli bölge - lerinde farklı şekillerde tanımlansa bile her yerde görülen evrensel bir olgudur. Gönüllülük, her yerde kişinin beceri ve deneyimini ortaya koyarak çö - züm ürettiği bireysel inisiyatifidir. Karşılık beklemeden ortaya konan iş, emek ya da katkıdır. Başka bir ifa - de ile gönüllülük, sorumluluk almak ve bu sorumluluğu yerine getirmek için verilen emektir. Aynı zamanda gönüllülük, insanların toplumsal fayda nedeniyle, bir sivil toplum kuruluşu ya da gönüllü katı - lıma olanak sağlayan hukuki ve ku -

rumsal çatılar bünyesinde yer alarak destek olmadır.

kurumlar üstlenmiştir. Toplumsal yardımlaşma ve dayanışma husu - sunda önemli görevleri yerine getir - mişlerdir. Günümüzde gönüllülük, gelişen teknoloji ve değişen sosyal yapı - lar sebebiyle çok farklı bir içeriğe bürünmüştür. Buna göre zorunlu gönüllülük, proje gönüllülüğü, kısa süreli gönüllü, Sivil Toplum Kuruluş - larında, dijital gönüllülük, öğrenci gönüllülüğü, genç gönüllülüğü, yaş - lı gönüllülüğü gibi farklı gönüllülük türlerinin ortaya çıktığını görmekte - yiz. Bu çerçevede gönüllüler sağlık, eğitim, spor, çevre koruma, sosyal hizmetler ve yardım, trafik, kültür, kadın ve çocuklar, engelliler, yoksul ve düşkünlere yönelik gibi pek çok temel alanda farklı sorumluluklar ve görevler üstlenmektedir.

Türkiye’de ki bu güçlü ve kaynağını dini motiften alan geleneksel yapı geçmişten getirdiği güçlü bir ha - yırseverlik ve vakıf kültürüne borç - ludur. Bu anlamda gönüllülüğü Osmanlı İmparatorluğundaki vakıf geleneği ile özdeşleştirmek doğru olacaktır. Bu gelenek İmparatorluk sınırları ve dışında hemen hemen her alanda sosyal, ekonomik, sağlık, kültürel mimari vb. ihtiyaçları karşı - lamaktaydı. Osmanlı İmparatorluğu döneminde bireylerin sosyal ve mesleki anlam - da korunmaları için önemli çalış - malar yapılmıştır. Bu çalışmalarda genel olarak meslek kuruluşları (ahî birlikleri) ve vakıflar gibi geleneksel

16

Türkiye’de gönüllülük çalışmalarını ilişkin kesin bir mevzuat olmamakla birlikte, gönüllülük en çok toplumun ananelerine bağlı ortak değerleri - ne hizmet eden faaliyetler olarak, komşulara, ailelere ve yoksullara yardımseverlik, dini bayramlar ve diğer özel günlerde yoksullara yar - dım; vakıfların sunduğu burslar ve eğitim yardımları, bazı Sivil Toplum Kuruluşlarının sağladığı yardımlar ile özdeş tutulmaktadır Bu nedenle Türkiye’de gönüllülük örgütlü olmaktan çok bireysel bir bi - çimde algılanmaktadır. Türkiye, gönüllülük konusunda bi - reysel olarak zengin bir deneyime sahip, ancak uluslararası standart - lar göz önüne bulundurulduğunda bu değerin yeterince kullanılmadığı görülmektedir. Ancak var olan bu gönüllülük potansiyelinden daha fazla yararlanmak için gönüllülüğün kurumsal bir yapıya kavuşturulması için birçok çalışmalar yapılmaktadır. Diğer taraftan gönüllülük, Türki - ye’de oldukça dar bir kapsamda an - laşılmaktadır. Genelde gönüllülük “boş zaman değerlendirme faaliye - ti” olarak görülmektedir. Gençlerin eğitim aldığı sürede gerçekleştirdiği bir faaliyet olarak algılanmaktadır. Bu algıyı değiştirmek adına, bunun boş zaman değerlendirilmesi olma - dığı, gönüllülüğün gençler için aktif vatandaşlık sürecinde sosyal bir so - rumluluk olduğu fikri oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu itibarla Gençlik ve Spor Bakanlı - ğımız bu konuda öncü bir rol üstle - nerek, gençlerin gönüllülük bilincini arttırmak ve özendirmek için birçok faaliyetlerde bulunmaktadır. Bakan - lık gençleri daha fazla gönüllülük fırsatlarıyla buluşturmak için, 2019 yılını ülkemizde “Gönüllülük Yılı” ola - rak ilan etmiştir. Bu kapsamda 2019

Gönüllülük Yılı Lansman Programı gerçekleştirilmiş ve 2019 Gönüllülük Yılı Strateji Belgesi kamuoyu - na sunulmuştur. Strateji Belgesi, gönüllülük kavra - mını gençler arasında ve toplumda pekiştirmeyi ve kurumsallaştırmayı, Türk kültüründen gelen potan - siyeli harekete geçirmeyi ve kamu ve özel sektör arasında aktif iş birliğini

Sonuç olarak, her iki ülkede gönül - lülüğün bir tanımını yapmaktan zi - yade, gönüllülüğe yönelik ortak bir yaklaşım belirlenmelidir. Çünkü gö - nüllülüğün ne olduğu ya da nasıl ol - ması gerektiğinin tanımlanması, bu anlamda sınırlayıcı olabilir. Önemli olan geçmişte gönüllülüğün nasıl al - gılandığı değil, gelişen dünyada gö - nüllülüğün gelecekteki çalışmalara nasıl katkı sağlanacağıdır. Bu çerçevede dijital ve çevrimiçi gönüllülük gibi farklı biçimlerdeki gönüllülük uygulamaları da dâhil olmak üzere gönüllülerin hak ve yükümlülükleri, onları koruyacak şekilde tanımlanmalıdır. Diğer taraf - tan ise var olan deneyimler ışığın - da, gönüllülük faaliyetlerinde kalite standartlarının geliştirilmesi yerinde olacaktır.

geliştirmek ve yaygınlaştırmaktır. Strateji belgesi; “gönüllülük kültürü - nün güçlendirilmesi”, “teknolojinin daha etkin kullanımı”, “daha etkili düzenleme ve risk yönetimi”, “gö - nüllü yönetiminin güçlendirilmesi ve eğitimin artırılması” ve “kurum - lar arası ilişkilerin güçlendirilmesi, gönüllülüğün tanınması ve değer - lendirilmesi” olmak üzere altı temel hedeften oluşmaktadır. Bu bilgiler ışığında gönüllülüğün yaygınlaştırılması ve yine sürdüre - bilirliği sağlamak için gönüllü mo - tivasyonu oluşturulması oldukça önemlidir. Çünkü her birey farklı nedenlerden farklı şekillerde mo - tive olmaktadır. Tek tip bir moti - vasyon çözüm olmayabilir, örneğin hediye vermek veya plaket sunmak herkes için aynı düzeyde motive edici bir faktör değildir. Bunun için gönüllülük programı içindeki birey - lerin iyi tanınması ve yerine göre takdir teşekkür, yerine göre yan haklar, yerine göre de başka un - surlarla gönüllülere dokunmak ge - rekir. Gönüllüleri ödüllendirme ve onurlandırmada kişisel özellikleri, becerileri ve eğitimleri göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, kimi gönüllüler başarı odaklı iken, bazıla - rında ise sosyal ilişkiler hayatlarında daha önemli bir yer tutmaktadır. Bu anlamda gönüllüler için doğru onur - landırma yöntemi; daha fazla eğitim ve sorumluluktan geçmektedir.

Kaynak: 1. https://bit.ly/3GHgyFq 2. https://bit.ly/3HRgwvV 3. 2019 Gönüllülük Yılı Stratejisi Belgesi

Erkan Şamiloğlu Gençlik ve Spor Bakan - lığı, Araştırma ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü, Genel Müdür Yardımcısıdır.

17

Page 1 Page 2 Page 3 Page 4 Page 5 Page 6 Page 7 Page 8 Page 9 Page 10 Page 11 Page 12 Page 13 Page 14 Page 15 Page 16 Page 17 Page 18 Page 19 Page 20 Page 21 Page 22 Page 23 Page 24 Page 25 Page 26 Page 27 Page 28 Page 29 Page 30 Page 31 Page 32 Page 33 Page 34 Page 35 Page 36 Page 37 Page 38 Page 39 Page 40 Page 41 Page 42 Page 43 Page 44 Page 45 Page 46

ijab.de

Made with FlippingBook - Online catalogs